– Olum mal mısın İran’a gidip ne yapacaksın? Git Avrupa’da bir yere işte. Tatil dediğin keyif için yapılır, çile için değil.

  • Benim adım Hakan! Babam bana bu adı dünya üzerindeki her bir kara parçasına ayak basayım diye vermiş. Ben de bunu yapacağım.

İran’a gitmeden önce Harun’la yaptığı bu tartışmayı çok iyi hatırlıyordu. Uçaktan inerken, bu yolculuğun başındaki keyfi ve mutluluğundan eser kalmamıştı. Mehrabad’tan uçağa bindiğinden beri dalgındı. Sabiha Gökçen Havalimanı’na varış, valizini bekleyişi, taksiye binip eve gelişi hızlandırılmış bir film gibi geçip gitti. O hep düşünceliydi.

Harun’la yaptığı tartışmayı düşündü tekrar. Hem Harun’a hak verdi hem de kendisine. Çocukluğundan beri birlikte büyüdüğü arkadaşı haklıydı; bu tatil tam olarak çile olmuştu. Öte yandan kendisine haklılık payının daha büyük kısmını verdi. Eğer İran’a gitmeseydi, sınırları zorlayan hayat hikayelerini insanların kendi ağızlarından dinlemeyecekti. Belki de hiçbir zaman duymayacaktı. Sadece dış basın haberlerinde 40 saniyeliğine tanık olacak ve hemen ardından unutacaktı

Yaşadıkları kader olmalıydı. İran’a sadece seyahat etmeye giden bir insanın büyük bir halk eylemine denk gelme olasılığı belki çok da düşük değildi. Ama o halkın arasına karışıp, nedenlerini dinlemek herkesin başına gelebilecek bir şey olamazdı sanki. Halbuki, coşkulu kalabalığın caddeyi doldurduğunu gördüğünde sadece hava almaya otel odasının balkonuna çıkmıştı. Zaten polisin müdahale etmesi de pek uzun sürmemişti.

Eğer merakına yenilmese ya da başına bir şey gelmesinden korksa, karakterine dokunan hikayeleri dinleyemezdi. Aslında tek amacı aşağıya inip göz yaşartıcı bombanın etkisiyle zorluk çeken insanlara yardım etmekti. Ardından gerisi çorap söküğü gibi geldi. Önce ilk yardım eli uzattığı bir kadının neden orada olduğunu dinledi, sonra yanındaki genç delikanlının, ardından bir başkası derken bu insanlarla bir bağ kurdu. Ertesi gün de onlarla buluştu. Sonrasında da tatilini İranlı insanların hikayelerini dinlemeye adamış oldu.

Bu insanların hepsi yıllar önce İran’da gerçekleşen darbenin mağdurlarıydılar. Yapılan darbe başarılı olmuş, hükumet değişmişti. Değişen hükumet de yavaş yavaş devletin içindeki memurları, çalışanları ayıklamış ve hepsinin yerini kendi adamlarıyla doldurmuştu -söylentiye göre-. Geri kalanları da gözünün üzerinde kaşı var diye ya işinden uzaklaştırmış ya da hapse atmıştı.

Hakan’ın tanık olduğu eylem de yıllardır davaları devam eden ve hala hiçbir geçerli neden olmadığı halde tutuklu olarak yargılanan insanlar için sevenlerinin tepki gösterdiği bir olaymış. Eylemde o kadar çok insan vardı ki, Hakan hepsinin tutuklu birinin yakını olduğuna inanamamıştı. Ama bu konuda inanması için çok fazla sebebi vardı. Başta her birinin ölçülemez öfkesi ve her konuştuğu insanın bir hikayesinin olması insanı ikna etmeye yetiyordu.

Tatilini, birçok yeri keşfetmek ve bol bol gezmek için planlamasına rağmen Hakan’ı bu planlarından vazgeçiren hikayelerin her biri insanı derinden etkileyen türdendi. Ama bunların yanında asıl etkileyici olan, insanların ülke hakkında yaptıkları kısa bir yorumdu. Hakan, “Keşke bu darbe gerçekleşmeseydi, hayat o zaman halk adına daha iyi olurdu.” dediğinde şöyle bir cevap almıştı:

“O zaman da bir şey fark etmezdi biliyor musun? Darbe gerçekleşmeseydi, bir şekilde engellenmiş olsaydı, yine aynı insanlar hapislerde olurdu. Çünkü medyada şovlarını bu şekilde yapıyorlar. Hiçbir partiye üye olmayan, katılım çağrılarını reddeden insanlar günah keçisi oldular. Kısacası darbe gerçekleşmesiydi, en tepedeki insanın adı farklı olurdu sadece. Geri kalan her şey yine aynı düzende devam ederdi.”

İşte dinlediği hikayelerin daha dokunaklı, daha acı verici olmasının sebebi hep bu cevap olmuştu.

Bir sebepten dolayı bu insanlar Hakan’ın hayatına girmişti. Buna emin olarak bir şeyler yapmak istedi. Herkesin bu hikayeleri dinlemesi gerekiyordu. İnsanların hikayelerini anlattığı bir kitap yazmaya karar verdi.

Bilgisayarının başına oturdu, bir Word dökümanı açtı ve yolculuğu boyunca kafasında dönüp dolaşan başlığı yazdı. “Bir Darbe Sonrası Suçsuz İnsanların Dramı”

Devam edecek…